Parkinson Nedir?
Parkinson; beyinde 'dopamin' adını verdiğimiz maddenin eksikliği ile
ortaya çıkan, kronik nörolojik bir hastalık. Yaşın ilerlemesiyle beyinde
dopamin salgılayan hücrelerin azalması veya hasara uğramasıyla ortaya
çıkan hastalık, hareket bozukluklarına ve istem dışı hareketlere yol
açıyor. Hastalık ellerde ve ayaklarda titreme, hareketlerde yavaşlama,
kaslarda sertlik ve yürüme güçlüğü ile karşımıza çıkıyor.
Parkinson Tanısı Nasıl Konur?
Parkinson hastalığının tanısı klinik bulgularla konulmakta. Özellikle
yaşı ileri hastalarda vücudun bir tarafında daha ön planda olmak üzere
ellere "para sayar" tarzda titreme, hareketlerde yavaşlama, kolların
vücut salınımına iştirak etmemesi ve vücuda yapışık olarak yürünmesi,
bakışlarda donuklaşma ve yüz mimiklerinde azalma ile birlikte "maske
yüz" diye ifade edilebilen yüz hali, küçük adımlarla ve öne eğilerek
yürüme bu hastalığın başlangıç safhasında olunabileceğini düşündürmeli
ve hastalar bir nöroloji uzmanına başvurmalılar.
Parkinson Nasıl Bir Hastalıktır ve Başlangıçta Nasıl Tedavi Edilir?
Hastalığı tanımlamak için diyabet hastalarını örnek gösterebiliriz.
Şeker hastalığında vücutta insülin üretimi azalıyor ve bu nedenle
hastalar önce diyetle hastalığı bir süre kontrol altında tutabiliyor,
diyet yetmeyince ilaç tedavisine başlanıyor ve bunun da yetmediği
durumlarda insülin tedavisi uygulanıyor. Bu hastalıkta da; başlangıçta
eksikliğin ilaç tedavisi ile karşılanabildiği durumlarda hastaların
bulguları ortadan kaldırılabiliyor ve hastalar uzun yıllar hayatlarını
sorunsuz sürdürebiliyorlar.
Parkinson Kimlerde Daha Sık Görülür?
Parkinson; bir ileri yaş hastalığıdır. Parkinson hastalığı
görülme sıklığı ve bulguları, yaşa bağlı olarak göreceli olarak
ilerliyor. 60'lı yaşlarda, 50'lili yaşlara oranla on kat daha sık
görülüyor, 70'te de kendi içinde daha sık. Yani aslında; eğer 120 yaşına
kadar yaşasaydık, muhtemelen hepimizde o yaşlarda Parkinson bulguları
görülecekti. Hastalığın ortaya çıkış yaşına da endeksli olarak; bulgular
ne kadar genç yaşta ortaya çıkarsa, dopaminin üretimi de yıllar
içerisinde giderek daha çok azalıyor ve hastalığın seyri yaşı göreceli
olarak genç hastalarda biraz daha hızlı gidebiliyor.
Parkinsondan Korunmak Mümkün mü?
İleride Parkinson Hastalığına yakalanmayayım ya da Parkinson'dan uzak
olayım diye maalesef ki bir diyet programı veya sağlık stratejisi
bulunmamakta. Yaşam tarzı, üzüntü veya stres bu hastalığın görülme
sıklığını pek etkilememekte.
Parkinsonda Erken Tanı
Hastalığın tanısı klinik bulgularla konulmaktadır. Bir başka deyişle
hastalık bulguları ortaya çıktıktan sonra tanı konuluyor. Bazı
görüntüleme yöntemleri ile hastalıktan sorumlu bölgeleri ve bu
bölgelerdeki dopamin aktivitesini ölçmek mümkün ama bu yöntemler tanı
koymaktan ziyade deneysel tedavi yöntemlerinde uygulanan tedavinin etki
veya başarısını değerlendirmekte kullanılmakta ve klinik uygulamada
tanısal değerleri bulunmamaktadır. Erken tanının kanser
hastalıklarındaki gibi hayati önemi yok ama hastalar ne kadar erken
tedaviye başlarlarsa hastalık bulgularından etkilenmeden
yaşayabilecekleri kaliteli yaşam süreleri da o kadar artmakta.
Parkinson Hastalarının Yaşadığı Sosyal Problemler Nelerdir?
Parkinson hastalığı bir yandan hareketlerde yavaşlamaya ve kişilerin
önce işerini, sonrasında da günlük aktivitelerini tek başlarına sağlıklı
bir biçimde yürütmelerine engel olmakta. Böylelikle hastalar hastalığın
ilk ve orta evrelerinde iş hayatlarından ve sosyal hayatlarından
kopmakta, ileri evrelerde ise yaşamlarını başkalarından yardım alarak
yaşamak zorunda kalmaktadırlar. Diğer yandan da bu sorunlar zaten
hareket yavaşlamasından ve titremeden muzdarip hastaların moral olarak
da olumsuz etkilenmelerine ve çoğunun içe kapanıklığının,
isteksizliğinin olmasına veya depresyona girmelerine neden olmaktadır.