Bayburt İl Sağlık Müdürü Dr. İlker HANCİ “1-7 Kasım Disleksi Haftası” olması münasebetiyle yazılı bir açıklama yaparak Disleksi konusunda şunları ifade etti.
Özgül Öğrenme Güçlüğü; dinleme, konuşma, okuma, yazma akıl yürütme ile matematik becerilerinin kazanılması ve kullanılmasında önemli güçlükleri olan standart eğitime rağmen yaşına ve zekâsına uygun başarı gösteremeyen bireylerde görülen nörolojik kökenli gelişimsel bir bozukluktur.
Özgül öğrenme güçlüğü eğitim sistemiyle yakından ilintili bir bozukluktur. Bu nedenle ilköğretim döneminde tanı konmaktadır. Konuşma bozukluğu ve motor beceri bozukluğu öğrenme güçlüğüne göre daha çabuk fark edildiğinden aileler bu konuda erken dönemde destek almaya yönelmektedirler. Ancak, zekâları normal, herhangi bir nörolojik sorunu olmayan bu çocuklar okula başladıklarında bir dizi sorunlarla kendini göstermektedir. Bu sorunlar ağırlıklı olarak yazım hataları olarak karşımıza çıkmaktadır. "p, b, d, m, n" sıklıkla karıştırılan harflerdir. Görsel uyaranları algılamakta da güçlükleri olduğu için yazılanları tersinden okuyup yazma sıklıkla görülmektedir.
Örneğin "koy" yerine "yok" yazmak gibi. Sayıları sıklıkla karıştırırlar. Ardıl olarak saymak kolay bir görevdir. Ancak eşleme yaparak ya da kategorileme yaparak sayı saymak ve dört işlemi "örneğin 5 yerine 2, 6 yerine 9 yazma" görülmektedir. Yön ve zaman kavramları yoktur. Noktalama işaretlerini kullanmama, okurken yazıları takip edememe, eksik okuma ve ters yazma gibi belirtiler bozukluğun işaretleridir (Silver 1996).
Özgül öğrenme güçlüğü yaşayan öğrenciler; düşük okul başarısı akranlarından anlamlı derecede geri olmalarıyla fark edilebilirler. Konuşma, dinleme, okuma, yazma, matematik, akıl yürütmede önemli derecede güçlük yaşanması söz konusudur.
Okuma Güçlüğü ile Giden (disleksi),Yazılı Anlatım Güçlüğü ile Giden (disgrafi), Sayısal Hesaplama Güçlüğü ile giden (diskalkuli) şeklinde olmak üzere 3 alt tipi bulunmaktadır. 1- 7 Kasım tarihleri Disleksi Haftası olarak kabul edilmiş olup bu kapsamda farkındalık faaliyetleri düzenlenmektedir.
Öğretmenler, tanılama aşamasında; akranlarına göre anlamlı derecede akademik başarısızlık çeken öğrencileri gözlemlemeli öğrencide zeka geriliği, duygusal davranışsal bozuklukla, tıbbi
bozukluklar, kültürel ve sosyal çevrede yoksunluklar olup olmadığının ayrımında olmalı; başarısızlığın nedenlerini tam olarak anlamalıdır. Bunun için de çocuk ve ergenlerle çalışan Ruh Sağlığı Uzmanlarına başvurulması gerekmektedir. Tanı almış çocuklarla çalışırken; ödevler akranlarıyla kaynaştırma, özgüvenini destekleme, küçük grup çalışmaları, sıra arkadaşı seçimi geri bildirimler, destek eğitim odalarına yer verilmelidir.